TWİTTER

18 Ocak 2015 Pazar

Cem Kısmet -Pilli Bebek - Röportaj



Cem Kısmet: Arkadaşlar merhaba, ilginize alakanıza teşekkür ediyor, sorularınızın yanıtlarına geçiyorum.

1.       Öncelikle Cem Kısmet kimdir, Pilli Bebek’i dışarıda tutarak, özel hayatında nasıl biridir? Neler yapar?

Cem Kısmet: Öncelikle Cem Kısmet’in kim olduğunu başkalarına sormakta fayda var. Çünkü, insan daha çok dışarıdan algılandığı biçimdedir.
Özel hayatında nasıl biridir, neler yapar sorusunun cevabı ise; ateş yakmayı, kampa gitmeyi, balık tutmayı, ellerim ile iş yapmayı severim, dinlemeyi, okumayı ve düşünmeyi severim. Dağda veya denizde günler geçirebilecek olduğum gibi, evde saatlerce tavana da bakabilirim J

2.       Şu sıralar 20. yıl konserlerinden ötürü hayli yoğunsunuz. Konserler nasıl gidiyor? Etkinlikler istediğiniz düzeyde mi?

Cem Kısmet: Etkinliklerde dinleyicilerimizin ilgisinden memnunuz ancak gittiğimiz mekânların çoğunda ses sisteminin yetersizliği ile ilgili sorunlar yaşıyoruz. Pilli Bebek ’92 yılının sonunda kurulmuş bir grup, aslında biraz gecikmiş bir 20.yıl turnesindeyiz.

3.       Behzat Ç.’den sonra hayran kitlenizde bir artış olduğu düşüncesine katılıyor musunuz? Dizi müziklerinden sonra kitlenizde ne yönde bir hareket oldu? Veya herhangi bir hareket oldu mu?

Cem Kısmet: Behzat Ç. den sonra hayran kitlesinde bir artış oldu, bizim de hoşnut olduğumuz kısım ise, bu kitlenin içerisinde Pilli Bebek’in popülaritesini değil (az da olsa) kompozisyonuna kulak vermiş ve daha önce dinlememiş olan insanlara ulaşmaktı.

4.       Behzat Ç.’nin yeniden yayımlanma ihtimali –maalesef- çok düşük bir ihtimal. Peki başka bir dizi/film için Pilli Bebek adını jenerikte görme ihtimalimiz nedir? Yoksa artık dizi/film sektörüne veda mı ettiniz?

Cem Kısmet: Benzer bir uyuşum olduğu takdirde elbette olabilir. Bunun da az bir ihtimal olduğunu düşünürsek, ne olacağı belli olmaz diyebiliriz.

5.       Uyandırmadan, Olsun ve Tuhaf Temaslar. Peki bu böyle üçlü halde mi kalacak? Yoksa yeni bir albüm var mı ufukta?

Cem Kısmet: Yeni albüm ufukta var, ama tarih söylemek mümkün değil. 2015 içerisinde diyelim. Öncesinde çok yakın zamanda yeni albümdeki parçalardan birisini duyurmayı düşünüyoruz. 19 Aralık’ta Ankara Nefes Barda...

6.       Kişisel olarak merak ediyorum: Uyandırmadan ve Olsun albümlerinin arasında neden 8 senelik bir ara var? Neden bu kadar uzun? Eğer 8 sene doğal bir süreyse Olsun’dan sonra 8 sene geçti. Yeni albüm gelmeli.. J

Cem Kısmet: 8 sene mevzusu aslında şöyle; aslında 8 değil 7 sene aramız var. Ahmet’le beraber grubu ilk kurduğumuzda eş-dost “albüm yapsanıza” dedi, sonra bu mevzu 1 yıl içerisinde çaldığımız yerin de etkisi ile büyüdü. (Ankara Sakarya) niyet ettik ama 7 yıl sonra albümü tamamlayabildik. Herhalde ortalama hızımız da bu olsa gerek. Ayrıca 1989-1998 yılları arasında yapmış olduğum şarkıların bugün hala söyleniyor olduğunu düşünürsek, makul bir ara gibi geliyor.
Evet, yeni albüm gelmeli ve geliyor...

7.       Pilli Bebek’i en çok dinleme şansına sahip olan şehir Ankara. Diğer şehirlerdeki insanlar sizi canlı olarak senede bir kez -belki- dinleyebiliyorlar. Yurtiçi konser sayılarınız az değil mi sizce de? Bu biz Ankara’da olmayan dinleyicilere haksızlık değil mi?

Cem Kısmet: 1992’den 2006’ya kadar Ankarada düzenli olarak çaldığımızı düşünürsek, Pilli Bebek’in 3500 den fazla canlı performansının 2000’den fazla kısmı da dolayısı ile Ankara’da gerçekleşti. Ama henüz ilk albüm yokken de, Anadolu’da farklı şehirlere gidiyorduk. Özellikle doğu illerine yaptığımız turneler sayesinde hemen hemen Ankara ile eş zamanlı olarak biliniyor ve dinleniyorduk. İstanbul’un dinleyici kitlesinin bizi işitmesi bu aşamalardan sonra oldu.

KONSER SAYISININ AZLIĞI:
27 yıldır Türkiye’nin farklı yerlerinde çalıyorum. Uzun zamandır Türkiye’yi gezdiğimiz için, sana bununla ilgili sayfalarca şey yazmak isterdim ama kısaltalımJ
Öncelikle o il veya ilçeden gelen talep olmalı. Talep olan yerde ise uygun ses sistemine sahip mekân/organizasyonun standart koşulları sağlayabilmesi. Elbette ki mucizeler istemiyoruz. Ama 10 kişilik bir ekibin taşınması, konaklaması, altı kişilik sahne ekibine göre büyük bir sahnenin ve teknik imkânların olmaması, konser verilmek istenilen yerlerin konser mekânı şeklinde dizayn edilmemesi vs vs. Aslında “bizim ilimizde/ilçemizde bu ses sistemi yok ya da bu imkanlara sahip değiliz” denilen yerlerde popstarların çok büyük sistemlerle konserler verdiğini de görebilirsiniz. Bu da........
Çok ili kapsayan festival, turne programları ve belediye festivallerinde Pilli Bebek’in az yer almasının temel sebepleri arasında; İstanbul’da irili ufaklı lobiler şeklinde devam eden “iş ağlarına” uzak durmam ve “kölelik ahlakına” saygı duymamamdan dolayıdır.
Haksızlık kısmı ise, hem dinleyici hem de bizim için geçerlidir. Çünkü biz de çok daha fazla çalmak istiyoruz.
Hal böyle olunca da, durum, organizasyonu yapan ya da mekanı işleten kişilerin kişisel beğenilerine ve bütçelerine kalıyor.

8.       Peki şarkı faslından şiir faslına geçelim: Edebiyatla aranız nasıl? Edebiyatın hayatınızda nasıl bir yeri var? Ne kadar içli dışlısınız?

Cem Kısmet: Şanslı bir çocuktum, doğduğum evde kitaplar vardı. Gittiğimiz yerlerde de kitaplar olurdu. Kitap konuşan insanları küçük yaşta görmüştüm. İlerleyen yaşlarda, belki de bu yaşlardaki özenme ile başlayan kitap hevesi, zamanla her kokuyu emen kitap dolu odalara dönüştü.
Okuma alışkanlığım hala devam ediyor. Ama güncel edebiyat konusunda iyi bir takipçi değilim. Nitekim aradığım kitapları kitapevlerinde bulmakta artık çok zorlanır oldum.  Ama ekrandan veya tabletten okuma konusunda yeni şeyler de olsa okumakta zorlanıyorum. Kitapla kurulan organik bağın yerini alamaz gibi görünüyor.
Okumak elbette ki, neler okunduğuyla alakalı olarak okuyanı biçimlendirir.

9.       Bize en çok beğendiğiniz yerli yazarları sayar mısınız desek kimleri söylersiniz?

Cem Kısmet:     Can Yücel, Oğuz Atay, İhsan Oktay Anar, Yaşar Kemal, Oktay Rıfat, Edip Cansever, Turgut Uyar, Sabahattin Ali, Sabahattin Eyüpoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cemal Süreya, Orhan Pamuk, Aziz Nesin, Şükrü Erbaş, Nazım Hikmet, Sunay Akın, Şule Gürbüz, Emrah Serbes, Atilla İlhan, Salah Birsel, Tahsin Yücel, Rıfat Ilgaz, Enis Batur, Melih Cevdet Anday, Arif Damar, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yahya Kemal Beyatlı, Ümit Yaşar Oğuzcan, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Özdemir İnce, Onat Kutlar, Oruç Aruoba..... diye devam ederek bu liste tabii ki uzar gider..

10.   Peki günümüzdeki dergilerden, fanzinlerden hangilerini okuyor, takip ediyorsunuz?

Cem Kısmet: 95 yılından bu yana Hicri Bozdağ’ın, Güven Erkin Erkal’ın, Vedat Sakman ve ekibinin çıkardıkları fanzinlere zaman zaman bakıyordum. Takip ettiğim bir fanzin yok ama elime geçen şeylere fırsat olunca bakıyorum.
Uykusuz Penguen en düzenli aldığım dergiler. Eski Roll yani Bir+1, Eskiden yine Asklepios, arasıra birkaç edebiyat dergisi ve yine arasıra Express, Ntv Tarih, Derin Tarih, Atlas, popüler bilim ve mimari dergileri

11.   En çok merak ettiğimiz soru: Fanzinler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cem Kısmet: Ankaradayken daha çok bakıyordum. Şimdi rast geldikçe bağımsız fanzinlere bakıyorum.
Fanatizmi de magazini de sevmememe rağmen, fanzinlere karşı hep bir sempatim oldu, belki de genellikle yakın çevredeki insanların yapması ile alakalıdır. Fanzin kelimesini duyunca ister istemez bir sırıtma oluyorJ

12.   Şarkı sözü yazmak dışında kâğıtlarla dertleştiğiniz oldu mu hiç veya oluyor mu?

Cem Kısmet:  Kâğıtlarla dertleşmiyorum ama yazdığım oluyor.

13.   Pilli Bebek’in daha genç olduğu dönemdeki edebiyatla şimdiki edebiyat arasında nasıl bir fark var sizce? O dönemden bu yana Türk Edebiyatı –sizce- gelişiyor mu, geriliyor mu?

Cem Kısmet:  Edebiyatta gelişme ne? Edebiyatta gerileme ne? Bunları ne gibi bileşenlerle değerlendirmemiz gerekiyor, sorudan anlayamadım.
Benim genç olduğum dönemde, bizden birkaç kuşak önceki yerli edebiyatçılar da, oldukça revaçta idi. O zamanlar bunun sebebi olarak, hem yeni edebiyatçıların azlığı, hem de yeni edebiyatçıları anlayabilmek için külliyatın iyi biliniyor olması gerekliliği gösteriliyordu.
Şimdi, gördüğüm kadarıyla, hem o dönemden kalan, hem de yeni dönem edebiyatçıları birlikte sayarsak, edebiyatçı sayısındaki artış, Cumhuriyet dönemi ve ikinci dönem külliyatına olan ilgiyi azaltmadı.

14.   Şarkılarınızda Türkçe’nin kullanım kurallarına olan hassasiyet dikkat çekmiyor değil. Zateb lirikal açıdan farkınız ortada. Dili bu denli özgün kullanabilmenizin nedeni çok okumanız olabilir mi? Veya neden nedir?

Cem Kısmet:  Söz yazımı ya da dil kullanımı açısından retorik kaygılar taşımasam da, ses, tartım, akış, anlam ve bütünlüğü vs vs hem müzikal yapıya, hem edebiyata, hem de semantik yapıya nispeten daha bağlı yazmaya çalışıyorum.

15.   Son olarak sevenlerinize, takipçilerinize, bu röportajı okuyacak olanlara söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Cem Kısmet:  Hepinizi Sevgiyle Selamlıyorum.


Bunca yoğunluğun içinde bana vakit ayırdığınız için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Sevgi ve saygılarımla,


Röportaj: Altay Kenger


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder